Sepetim 0
Sepetinizde ürün bulunmuyor

Seferberlik Yıllarında “Toprağa Can Ekenler”

93 Harbi, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı, Mütareke, Millî Mücadele ve İnkılaplar… Hiçbir nesil bu kadar karmaşık ve dağdağalı bir tarih kesitini bir arada görmemiştir. Birbirinin takipçisi olan bu çalkantılı devrin en önemli özelliği hiç kuşkusuz cephe gerisinde bıraktığı ortak acılar silsilesiydi. Anadolu merkezli büyüyen Osmanlı İmparatorluğu, farklı cephelerde ortak düşmana karşı savaşmak zorunda kalınca, iş yine Anadolu Türklerine kalmıştı. Yemen’den Galiçya Cephesi’ne kadar pek çok muharebe bölgesini sadece teçhizat değil insan kaynağı olarak da besleyen Anadolu’da şehirler, köyler, kasabalar hep aynı yanık ezgiyi söylemektedir: Seferberlik…

Savaş, fakirlik, eşkıya korkusu, düşman ve seferberlik… Anadolu halkının esas tarihi seferberliktir denilse yeridir. Bugün nereye gidilse bir seferberlik hikâyesi anlatılır. Bu hikâyelerde abartı yoktur; aksine yazılmamış gerçekler vardır. Cephe gerisindeki hikâyeler, aslında Anadolu halkının yaşadıklarının terennümüdür.

İşte bu terennümlerden birini yani Yozgat’ta yaşanan seferberlik hikâyelerini Toprağa Can Ekenler ismiyle S. Burhanettin Kapusuzoğlu bir araya getirdi. Hiç şüphesiz Burhanettin Kapusuzoğlu’nun kalbi Yozgat için atıyor, gözleri Yozgat’ı görüyor, kulakları Bozok’tan gelecek sesleri dinliyor. Yozgat’ı iliklerine kadar seven bir adam ancak onu duyar, onu görür, onunla beslenir. Kapusuzoğlu da Yozgat aşkıyla şehrinin ileri gelenlerinden dinlediği seferberlik hikâyelerini bir kitapta toplamış bulunuyor. Bu kitap sadece Yozgat’ın değil, bütün Anadolu’nun yazılmamış tarihidir aynı zamanda.

Toprağa Can Ekenler’in ön sözünde Burhanettin Kapusuzoğlu şöyle yazıyor:

“Toprağa Can Ekenler serlevhasıyla kisve-i tab’a bürünen eser, esas itibariyle seferberlik nesli olan Yozgatlıların hayatlarını anlatsa da sade hakikat olan bu  hatıralardır, Türkiye’nin hikâyesi aslında: Yani hepimizin!”

Toprağa Can Ekenler’de Yozgatlı Şakir Efendi, Mehmed Nuri Efendi, Dişlili İdris Çavuş, Nazım Bey, Salmanfakılılı Mustafa Çavuş, Kınalı Hasan, Mülazım Şükrü Efendi, Sancak Muhafızı Âsım Çavuş, Battallı Ülget Onbaşı, Vehbi Bey seferberlik yıllarının acı hatıralarını anlatıyor.  

Seferberlik yıllarında şehirlerde, köylerde, kasabalarda halka umut aşılayan, cephe gerisindeki halkı bir ideal etrafında birleştirmeye çalışan bu büyük insanlar, Türkiye topraklarının hür ve bağımsız olmasında birinci derecede rol oynamışlardı.

Bu büyük insanlardan biri olan Yozgatlı Şakir Efendi Toprağa Can Ekenler’de şu cümlelerle anlatılıyor:

“Harp sürmektedir. Millet, yorgundur, fakat canını dişine takmış toparlanmaya çalışmakta, her meşakkate rağmen direnmeye devam etmektedir. Garp Cephesi’nde sıkıntı büyüktür, Yunan kuvvetleri Haymana’ya yaklaşmaktadır. Bugünlerde ehl-i dert bir gurup Dedikhasanlı köyüne Hocaefendi’yi ziyarete gider. Şâkir Efendi, odasında misafirlerini ağırlar. Onlara nasihat eder ve sohbetin bereketiyle içlerinde bir umut ışığı yanar. Gönülleri huzurla dolar. Sohbette sırların kapısı aralanır da aralanır...

İçlerinden biri, “Efendim, müsaade buyurursanız bir hususu arz etmek isterim. Malûm-ı âlîleri Fransız, İtalyan, İngiliz ve Yunan her biri ayrı köşeden girdi. İngiliz, akla hayâle gelmedik fitne ve fesat içinde. Garp Cephesi’nde Yunan Haymana’ya yaklaştı. Orta Anadolu’ya ve Yozgat’a girmelerine az kaldı. İnsanlar Şark’tan garptan buralara mecburen hicret ediyorlar. Buralara da düşman ayağı değerse biz nereye gidelim. Ümmeti Muhammed ne yapsın efendim?” der.

Şâkir Efendi, “Evlâdım, düşman Yozgat’a giremeyecek. Çünkü buralarda hanedan kişiler pek çoktur. Sofra sahiplerinin sofraları açıktır. Yolda, belde hiç kimse aç kalmaz. Köylerimizde odalarımız açıktır. Yedirip içirmek, ikram etmek pek büyük bir fazilettir. Onların hürmetine buralara kâfir ayağı basmayacaktır. Çok yakın bir zamanda büyük bir hezimetle defolup gidecekler, inşallah!” diye mukabele eder”.

Toprağa Can Ekenler’de Burhanettin Kapusuzoğlu’nun gayretiyle dikkate değer nice seferberlik acıları bulunuyor. Yakın siyasî tarihimizin filmi sayılabilecek bu hikâyeler, kahramanıyla, olaylarıyla gerçek hayattan alınmış bir tarih kesitidir.

Adsız kahramanları bize yeniden hatırlatan Yozgat’ın değerli evladı Burhanettin Kapusuzoğlu’na alkış, selam ve kelam ile…



Kitabınız sepetinize eklendi
Kapat