Sepetim 0
Sepetinizde ürün bulunmuyor

Bir kere cesaret ettiysen devamı geliyor

Yaşamak en büyük öğretmendir. İnsana hayatın iniş çıkışlarını, yaşamak kaygısı öğretebilir. Hayatın teorisi olmaz. Alana inmek ve olaylarla yüz yüze gelmek gerekir. Yaşarken öğrenen insanlar hayata daha sıkı tutunurlar ve yenilgilerini bir ders olarak yanı başlarında tutarlar. Funda Özsoy Erdoğan,“Öğrenilmiş Çaresizlik” adlı yeni hikâye kitabında hayata yenilmiş insanları anlatıyor. Büyük şehrin koşuşturmasına, yenilgilerine ve ayakta durma mücadelelerine şahitlik ediyor yazar. Bir yolculuğa çıkar gibi Funda Özsoy Erdoğan’ın üçüncü hikâye kitabı “Öğrenilmiş Çaresizlik”. Türk Edebiyatı Dergisi’ndeki hikâyeleriyle tanınan yazar, yazma eylemine gönül vermiş, kalemi kuvvetli yazarlardan. Oturmuş üslubunu besleyen anlatım tekniği de hikâyelerin bir solukta okunmasını sağlıyor. Yazar “Sana Yazdığım Bir Mektup Olsam” ve “Gülümsemeyi Unutma” adlı hikâye kitaplarından farklı bir üslupla karşımıza çıkıyor “Öğrenilmiş Çaresizlik”te. Kitapta altı farklı hikâye var; ama kitabın içine girdiğimizde görüyoruz ki, aslında uzun bir yolculuğun yolcularıyız hepimiz. Kadıköy-Ortaçeşme 15F nolu otobüs bütün öykülerin ortak mekânı. Kişiler, olaylar değişiyor ama otobüs ve güzergâh aynı! Hikâyeleri okurken bir yolculukta hissediyor okuyucu kendini. Her yolcu bir dünya, her yolcu kendi hayatının yükünü taşımaktan adeta ezilmiş, birden büyüyüp hayatın içine atmış kendini. Yolculuk boyunca kişiler ve olaylar değişirken ağır bir sis bulutu hiç eksik olmuyor. Her durakta yeni hayatlar taşıyan otobüs, seferiliğini çoğaltıyor yolcuların. Yaşadıkça öğreniyor insan İnsanlar için yaşamaktan büyük tecrübe yok. Funda Özsoy Erdoğan’ın hikâye kahramanları hayat deneyimi olan ve birçok yenilgiyi sırtlanmış kişiler. Elbette yenilgilerin sonucunda ortaya çıkan çaresizlikten dolayı mutsuzluk yakalarına yapışan bir kader. Doktor Emin Bey, Avukat Oya, Cemal’in öğretmenine açtığı kalbi ve diğerleri. Hepsi de bir girdapta savrulup duran yürekler. Yazar, iç konuşmaları neredeyse bütün hikâyelerinde kullanıyor. Asıl mesajları da bu konuşmalara gizliyor. Normal akış içerisinde geri dönüşler, iç konuşmalar ve psikolojik tahliller ile kahramanlar arasında görünmez bir bağ kurmaya çalışıyor. Funda Özsoy Erdoğan, hayatla iç içe olayların hikâyesini anlattığından satır aralarında ilerlerken okuyucu kendi hayatından birçok kesite de rastlayabilmekte. Oya’nın evlilik öncesi yaşadığı tereddütler, çocukluğunda babasıyla yaşadığı gelgitler ve kendini hapsettiği cendereden kurtulma çabaları, günlük yaşantının akışı içinde hikâyelerde veriliyor. Yazar olaylara bir kadın gözüyle yaklaşarak, aslında karşı tarafından da anlaşılmasının ne kadar önemli olduğuna ince göndermeler yapıyor. Funda Özsoy Erdoğan, kitabına seçtiği isim olan “Öğrenilmiş Çaresizlik” terimini hikâyelerin hepsine sindirerek derli toplu bir eser ortaya çıkarmış. Kitapta bu isimle bir öykünün olmaması bir ana başlıkla karşı karşıya olduğumuzun ipuçlarını veriyor. Yer yer günlük tadında anlatılan olaylarda tarih belirtilerek olay akışı da netleştiriliyor. Hikâyelerin ortak kahramanı otobüs şoförü hiç değişmiyor. İstanbul trafiğinde yolcularını indirip bindiriyor, yeni hayatlar taşımaya devam ediyor. Hem de takdir edilecek bir sabırla. “Öğrenilmiş Çaresizlik”, hepimizin hikâyesini anlatıyor. Hayat yolculuğunda öğrendiklerimiz, yenilgilerimiz ve çaresizliklerimiz bir bir içimize döşerken taşlarını, cesaret etmek birçok başarının da anahtarı olarak yolumuzda bizleri bekliyor. Funda Özsoy Erdoğan’ın dediği gibi: “Bir kere cesaret ettiysen devamı geliyor şoför bey, tecrübe edilmiştir.”



Kitabınız sepetinize eklendi
Kapat