Sepetim 0
Sepetinizde ürün bulunmuyor

Bir Devlet Destanı, Devletçilik Ülküsü: Oğuznameler

Prof. Dr. Fuzuli Bayat, Ötüken Neşriyat tarafından 2016 yılında yayınlanan Mitten Tarihe Sözden Yazıya Dede Korkut Oğuznameleri isimli eserinde, Türk destanlarını, özellikle Dede Korkut Oğuznamelerini ilmi olarak ele alır. Bu konuda otorite olduğu kitaptan da anlaşılan yazar, Oğuzname kitaplarının tarihi hakkında bilgi verir. Özelliklerini açıklar. Oğuzname destanlarındaki mitolojik unsurları, devletçilik ideolojisini, idare sistemini, Korkut Ata’nın tarihi ve mitolojik kimliğini, yine Korkut Ata’nın tarih içinde önce evliyaya, sonra şamanlığa ve ozanlığa evrilişini, destandaki zaman-mekan kavramlarını ve Oğuz milliyetçiliğini etraflı bir şekilde inceler. Kaos-kozmos karşılaştırması yapar.

Bugün ilim âleminde Oğuznamelerin iki nüshasının bulunduğunu bildiren Bayat, bunlardan birisinin Dresden Kütüphanesi’ndeki Kitab-ı Dedem Korkud Ala Lisanı- Taife-i  Oğuzan, diğerinin Vatikan’da Hikayet-i Oğuzname, Kazan Beğ ve Gayrı adlarıyla bilinen Oğuzname destanları olduğunu belirtir. Bu destanların bulunuşunun 200. yılının UNESCO tarafından kutlanmakta olduğu bilgisini verir. Kendisi de kitabını 200. yıl anısına ithaf eder.

Oğuzname siyasi tarihin yanısıra, hem de daha ziyade kültür ve medeniyet tarihidir

Oğuznameleri, Türklerin dünya görüşü, estetik zevkleri, tarihi, devletçiliği, yönetim sistemi hakkında kıymetli tarihi-bedii kaynaklar olarak niteler yazar. Oğuznamelerin ilk ortaya çıkışı ve Türk toplumunda oynadığı rol hakkında da şunları söyler: “Oğuzname, hem konar-göçer hem de yarı yerleşik Türk kavimleri arasında milli ruhu yüceltmekte büyük rol oynar. Kökü efsanevi Oğuz Kağan’ın soyu ile ilgili olan sözlü örnekler ilk zamanlarda Oğuz Türklerinin yazılmamış kanunları olmuştur. Uzun zaman halkın kahramanlık tarihi gibi canlı şekilde yaşamış, Oğuz birliğinin dağılması, konar-göçerliğin yerleşiklikle yer değiştirmesi, Türkmenliğin tarihe karışması sonucunda unutulmaya yüz tutmuştur. Bugün Oğuzname motiflerinin farklı farklı folklor örneklerinde, edebi eserlerde yeniden canlandırılması, tarihi zamana dönüşün başlangıcıdır. Özetle, Oğuzname siyasi tarihin yanısıra hem de daha ziyade kültür ve medeniyet tarihidir.”

Milletin maddi ve manevi varlığı, kimliği, devlet yaşadığı sürece mevcuttur

Devlet ideolojisinin işlendiği bölümde devlet yönetimi ve anlayışı ile ilgili önemli bilgiler yer alır. Türk kültüründe devletin kutsal olduğu, devletin milleti koruduğu, milletin yüksek seviyede teşkilatlanması olduğu ve ailede babanın rolü ne ise, milletin başında da devletin rolünün aynı olduğu ifade edilir. Devlet aileye benzetilir. “Milletin maddi ve manevi varlığı, kimliği devlet yaşadığı sürece mevcuttur.” diyen yazar, Türk kültüründe, kültür sisteminde devlet anlayışı ve felsefesinin diğer milletlerin bu husustaki görüşlerinden, anlayışlarından farklı olduğunu zikreder. Özellikle Avrupa ve Doğu halklarında devletin klasik tanımıyla bir zümrenin, içtimai sınıfın başka bir zümre, sınıf üzerinde egemenliği, imparatorluklarınsa başka halkları esaret altına almak, istismar etmek olduğunun altı çizilir.

Türklerin aldıkları yerleri idare ederken bütün insanları aynı hukuklu bireyler gibi gördükleri, ne insanlar ne de topluluklar arasında iktisadi, sosyal, kültürel ve dini fark gözetmedikleri belirtilir. Devlet, herkesi eşit hak ve adalet prensibi ile yönetir, herkese eşit mesafede durur. Bayat bu prensibin yabancılar lehine olarak istisnai durumları olduğunu Osmanlı tarihinden verdiği örnekle şöyle anlatır: “Osmanlı’da kendi milletinden çok yabancılar millet-i sadıka, tebayi sadıka adı altında itibar görmekteydi.” Bu sözün daha çok Ermeniler için kullanıldığını biliyoruz. Türklerin devlet idaresinde adalete çok önem verdikleri belirtilir. Kudadgu Bilig’ten, “adalet hükümdarın ilk ve ezeli vasfıdır” sözü aktarılır. Orhun yazıtlarından, Oğuz Kağan destanından bu konuda örnekler verilir. Bayat’a göre Oğuzname, ‘bir devlet destanı ve devletçilik ülküsüdür.’

Oğuz Kağan Destanı gerçek bir abidedir

İdari sistemle ilgili olarak eserde İl idari sistemi hakkında da bilgi verilir. Türklerde İl idari sistemi “sosyal tabakanın bütün katlarının menfaatini temsil eden, nizamı sağlayan, adalet simgesi bir devlet tipi” olarak tarif edilir. İl teriminin küçük ve büyük ülkeleri içine alan devlet, yani kağanlık, imparatorluk anlamında kullanıldığı ifade edilir. Bu sistemde demokratiklik esas prensiptir. Merkezde Oğuz Kağan, Oğuz İli’ni Bozok ve Üçok kanatlarına ayırmış, Üçoklar sol kanatta veya dışta, Bozoklar sağ kanatta veya içte yerleşmişlerdir. Bu sistemin Oğuzname ve Dede Korkut Kitabı’ndaki farklılıkları hakkında da bilgiler verilir.

Fuzuli Bayat, eserinde Türklüğün tarih içinde geçirdiği merhaleyi, tekamülü ve bugüne akseden yansımalarını verir. Oğuz Kağan Destanını, “Türk tarihinin ve kültürünün çok eski çağlardan bugüne kadar ışık tutan düşünce sistemimizi ve yaşamımızı, mücadelemizi, ideallerimizi kuşaklara aktaran ölmez bir eser, tarihi özelliğe sahip olduğu kadar bedii, mitolojik olduğu kadar da gerçek bir abidedir” şeklinde değerlendirir.

Kendi alanında önemli bir çalışma ortaya koyan yazarın emeği çok büyük takdiri, övgüyü hak ediyor. Kitabın arka kapağındaki tanıtım yazısından şu bölümü paylaşmanın da eserin önemini belirtmesi açısından faydalı olacağına inanıyorum: “Kendi değerlerine yabancılaşmakta hiçbir sorun görmeyen sosyal bilimler kürsülerimiz ne yazık ki Dede Korkut’a Homeros’a gösterdiği ihtimamın yarısını dahi henüz göstermemiştir.”

Yayınevi de böyle bir eseri Türk kültürüne kazandırdığı için övgüyü hak ediyor. Emekleri geçenlere teşekkürler…



Kitabınız sepetinize eklendi
Kapat